Duru Masallar

Duru Masallar-Bedenle Ruhun buluştuğu yerdeyiz-Çıralı Bedenle ruhun buluştuğu yerde, iki ceylan denizin ortasında dans edermiş. Gündüz olunca denizin berraklığına, güneşin sıcaklığına kendilerini bırakır. Akşam olunca Yanartaşa tırmanır, Antik Chimaera'dan Denizi izlemeye doyamazlarmış. Yerin yedi kat altından geldiğine inanılan ateşi görünce mutlu olurlarmış. Antik kentte ruhlarını sevgiyle besler. Bedenlerini ve zihinlerini dinlendirir. Bedenle ruhu buluşturur. Yaşamlarına huzurla devam etmek isterlermiş. Çıralı bedenle ruhun buluştuğu yerdir. Berrak denizi, Caretta Caretta ların yuvalarının olduğu çok hoş bir sahili vardır. Bir akşam üstü Yanartaşa 1200 mertre tırmanmalı Küçük çocukların hırslı, hevesli Annelerinin motivasyon koçu olduğu anları deneyimlemelisiniz. Tekne ile açılmalı, her koyda kendini denize bırakmalı Aşıklar Mağarasında yüzmeli, ayağınızı kumsalına değdirmelisiniz. Bedenle ruhun buluştuğu yerler de olmanız dileği ile. :) sen

Bir varmış bir yokmuş. Bembeyaz bir evde, sıcak bir yaz günü ay tenli, elma yanaklı bir kız dünyaya gelmiş. Anne kızına Duru ismini vermiş. Duru gibi saf, Duru gibi temiz olsun dünya istemiş. Hangi niyetle verirsen ismi, o niyetle büyür çocuklar sanırmış. Günler  geçmiş. Duru duru dup duru yanakları kup kuru bir kız olmuş. Annesi ve Babası bu duruma çok üzülüyorlarmış. Bir gün kocaman mavi güllü şapkası olan bir kadın gelmiş. Bir süt banyosu tarifi vermiş. Anne ile Anneanne Duru kıza süt banyosu yaptırmaya kalkmışlar. Yaptırmışlar yaptırmasına da, sütü kafasından boca edince, bebe basmış yaygarayı. Kadın giderken bir not bırakmış. 41. Gün kuruluk gidecek. Ay tenine kavuşacak. Günler geçmiş. 40. Gün doğadan 40 farklı yaprak, 40 farklı taş toplanmış. Bir güzel yıkanmış, temizlenmiş, kaynatılmış. Duru kız bu kaynayan su ile yıkanmış, durulanmış, annesi ile birlikte. 41. Gün Ay tenli, elma yanaklı kız bebek tenine kavuşmuş. Rahatlamışlar. Masal bu ya, Duru gibi saf, duru gibi ...

Yarın okula gideceğiz. Sabah olacak, zil çalacak. Maanne gelecek, dindandon. Uyan kızım diyecek. Ay Duru canım Duru, Yavru Ceylanım Duru, Uyusun büyüsün Duru, Okuluna gitsin Duru. Duru bugün uyumamış mı? Derdi kederi atmamış mı? Melekler le konuşmamış mı? Ay Duru canım Duru, Uyusun büyüsün Duru Masallarla büyüsün Duru ;)sen

Baba bizim için nedir biliyor musunuz? 08 AT ile Harita’nın bir ucundan başlayıp, 35 AC ile haritanın diğer tarafına hayaller ve bavullar arasına sıkışmış gerçekliktir. Her taşındığımızda arkada yarım bir şey bıraksak da, hatta bazen ergen aşık olarak ağlaya ağlaya Asi nehrine doğru yol alsak da, şapkasını görmeden, telsiz sesi duymadan uyuyamadığımız, gece görevden geldiğinde, odamıza gelip bizi öpmeden yatmayandır. Baba bizim neşemiz, sağlığımız, gücümüz, annemiz ile üstümüzden gölgesi hiç gitmesin istediğimizdir. Duru kızımı da kollayıp, büyütendir. Baba bizim için nedir biliyor musunuz? Hareket halindeki yaşamımızdan, yerleşik düzene geçmemizi sağlayan, gece işten geldiğinde, bizi öpmeden yatmayandır. Baba bizim için neşemiz, sağlığımız, gücümüz, kahveyi en lezzetli yapanımız, hep mutlu olsun istediğimizdir. Biri resmi biri sivil üniformalı bu iki adam, bizim hayal ile gerçeklik arasındaki iki doğru kahramanımızdır. Tüm doğrular sizi bizi bulsun d...

Mavi kirpikler hep    💃🏿 mı ederler. Bedenlerinin yorgunluğu neyse de ruhları yorulmaz mı hiç.  👁 lerinden yaş hiç akmaz mı. Aktı diyelim  😂 lulağa mı akar,  😢 e mi? Hep bir telkin, hep bir nasihat aklına, kendi kendine. Peki ya  ❣ ,  💔 hiç kırılmaz mı?  Mavi kirpikler,  🦔 gibi çıkarır mı dikenlerini hiç. Yoksa dikeni hep içine batırır. Canı yanar yine de ses çıkarmaz mı? Ses çıkarmaz da naz da mı yapmaz!  🧿 da mı  🙅‍♀️ ?  Mavi kirpikler ah o mavi kirpikler. Bir gün bir şarkı olmak ister, bir gün bir  📚, bir gün bir masal. ;)sen

Şatoda ışık yokken Yağmurların sel olduğu, gecenin karanlığında çakan şimşeklerin her yeri aydınlattığı bir anda. Bembeyaz bir şatoda elektrikler kesilmiş. Şatonun hanımı seslenmiş herkes olduğu yerde kalsın. Şatonun korkusuz babası el feneri aramış, bulamamış ama küçük bir mumla koca şatoyu aydınlatmış. Şıkır da şıkır toplanmışlar şatonun ortasına. Küçük kızın pek hoşuna gitmemiş bu ortam. Uyumayı da kabul etmemiş. Anne ile baba düşünmüş taşınmış, ne yapsalar küçük kız karanlığa alışık olmadığından memnun olmamış.   Almışlar ellerine ılık birer içecek heyecanlı bir sohbete başlamışlar en nihayetinde. Anne ile baba çocukluklarını anlatmış güzel kıza. Eski zamanlarda elektrik yokken insanlar neler yapardı. Gaz lambaları nasıl kullanılırdı... bir bir anlatmışlar. Baba anlatmış, anne anlatmış. Sıra küçük kıza gelmiş. Küçük kız düşünürken zıp zıp zıplamış, hop hop hoplamış. Ellerini başına almış, kafasını sallamış. O anda gözü şato...